11 Mart 2010 Perşembe

MHP Grubunca Meclis Başkanlığına ÇAYKUR'un Özelleştirme Kapmasından Çıkarılması İçin Kanun Teklifi Verildi



Değerli Basın Mensupları,

AKP’nin yedi buçuk yılı aşan iktidarı döneminde ülkemizin yaşadığı ekonomik sıkıntılar içinden çıkılmaz boyutlara ulaşmış, en nihayetinde Türk İnsanı kırmızı ete hasret kalırken diğer taraftan Türk Çiftçisi açlığa mahkûm edilmiştir. Daha 1980’li yıllarda tarımsal ürünler açısından dünyanın kendi kendine yeten yedi ülkesinden biri olan, tarımsal dış ticareti sürekli fazlalık veren Türkiye’de AKP Hükümetinin üstün çabaları sonucu işin terse dönmesi ile tarımsal dış ticaret açığı 2007 yılında 916 milyon Dolara ve nihayetinde de 2008 yılında önceki döneme göre % 169oranında artarak 2 milyar 464 milyon Dolara çıkmıştır. Tarım sektörünün dışa bağımlılıkta getirildiği nokta AKP Hükümetinin kırdığı diğer tarihi cumhuriyet rekorları arasında yerini almıştır.

Türk Çiftçisi AKP Hükümetinin yanlış politikaları sonucu Zengin Anadolu Topraklarında karnını doyuramaz, ailesinin rızkını kazanamaz hale düşürülmüştür. Bütün bu karmaşa içerisinde bugün ne yazık ki Büyük Önder Atatürk ne dedi ise tam tersi yapılmaktadır; Atatürk1923 yılında yaptığı bir konuşmada “ Milletimiz çok büyük elemler, mağlubiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi şundandır.

Çünkü Türk Çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elinde ki sapanla topraktan ayrılmadı. Eğer Milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık” demekte ve “milli ekonominin temeli ziraattır, Türk Köylüsünü Efendi yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez” sözleri ile AB ve ABD’nin kendi çiftçilerine uyguladıkları desteğe işaret etmektedir. Anadolu coğrafyasında bulunan Türk Milleti’nin zirai üretim olmadan, tarımda kendi kendine yetmeden payidar olması mümkün değildir. AB ve ABD söylemleri ile yok edilecek tarımsal üretim ve ürün zenginliği sonucunda bağımlı hale gelecek ülkede yarın doğacak gıda ihtiyacının bedeli yoktur.

Bütün bu gerçeklere rağmen son günlerde ne yazık ki ortadan kaldırılma sırasının kısa adı ÇAYKUR olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne geldiği gözlenmekte, AKP’li Rize Milletvekilinin başında bulunduğu Ulusal Çay Konseyi ile Rize Ticaret Borsasınca hazırlanan ve topluma takdim edilen Çay Kanunu Tasarısı ile sesiz sedasız bir şekilde bu kuruluşumuzun ortadan kaldırılmak, ithal çaylara kapı açılmak istendiği anlaşılmaktadır.

Cumhuriyetin kurulmasından sonra ülkenin içerisinde bulunduğu zor koşullar, işsizlik ve yoksuzluk nedeni ile Doğu Karadeniz Bölgesinde artan huzursuzluk üzerine TBMM’de 6.Şubat.1924 kabul edilen Kanun ile ülkemizde çay tarımı başlatılmıştır. Bu düzenleme ile Doğu Karadeniz Bölgesinde kendi kendine yetecek bir ekonomi oluşturması, yörenin kalkınmasının sağlanması amaçlanmıştır.

Doğu Karadeniz Bölgesinde yetiştirilen çay ekonomiksel boyutundan ziyade sosyal boyutunun ön planda tutulması gereken stratejik bir ürün niteliğindedir. Daha Cumhuriyetin ilk yıllarında yokluk içerisinde ki ülkemizde kısıtlı imkânlara rağmen çay tarımı desteklenmiştir.

Ancak bugün çok uluslu şirketlerin hükmü altında bulunan Sri Lanka, Hindistan ve Kenya gibi yoksul ülke menşeli ucuz ithal çaylar ile Türk Pazarının ele geçirilmesinin amaçlandığı gözlenmektedir. Zira Doğu Karadeniz insanının günde bir dolara işçi çalıştırılan yılda on sürgün veren bu ülkelerin hemen hemen düz arazilerde ki çaylıkları ile baş etme imkânı bulunmamaktadır. Bunun aksini söyleyenler Rizeli, Trabzonlu, Artvinli, Giresunlu Yaş Çay Üreticilerinin engebeli çaylıklarda ya ayda kırk - elli liraya yarı köle düzeninde işçi çalıştırmasını ya da göç etmesini istemektedirler.

Bunu Türk İnsanının kabul etmesi mümkün değildir.
Ülkemizde bu güne kadar çıkarılan 12 adet Kanunla üretimi sürekli teşvik edilen çay sektöründe resmi rakamlara göre 767.000 dekarlık bir alanda ikiyüzdörtbin civarında müstahsil üretim yapmakta ve aralarında esnaf ve sanatkârların da bulunduğu bir milyonu aşkın Türk İnsanı geçimini çaydan sağlamaktadır. Burada üzerinde durulması gereken en önemli husus bugün çay bitkisinin ekili olduğu arazilerin yapısı nedeniyle başka bir ürün yetiştiriciliğine imkân vermemesidir. Çay ülkemizin çok önemli bir tarımsal zenginliği, başta Rize olmak üzere yörenin vazgeçilmez değeri ve alternatifsiz ekmek teknesidir.

Ülkemizde çay pazarının yılda bir buçuk milyar ABD Dolarını aştığı tahmin edilmektedir. İrlanda’dan sonra dünyada en fazla çay ülkemizde içilmekte ve yapılan araştırmalara göre Türkiye’de 100 kişiden 96’sı her gün çay içmekte, yıllık kişi başı çay tüketimi 2,80 kg düzeyine ulaşmaktadır. İrlanda’da ise bu rakam yıllık kişi başı 3,00 kg’ dır. Kabaca bir hesapla Türkiye’nin yıllık kuru çay talebi 210.000 – 230.000 Ton civarındadır ve bu tüketimde nüfus dikkate alındığında dünya şampiyonluğu anlamına gelmektedir. Tüketimin bu oranda yüksek bir düzeyde bulunduğu ülkemizde çay üreticisinin sıkıntıya düşürülmesi, sistemin tıkanması hayrete şayandır.

Diğer yandan girdilerin sürekli arttığı, sorunların çoğaldığı ortamda gerekli tedbirler alınmayarak, sağlıklı, üreticiyi destekleyici çözüm yolları aranmayarak çay kaderine terk edilmek istenmekte, üretici gittikçe fakirleştirilmektedir. Önceleri 1 Kg yaş çay bedeli karşılığında 1 Kg zeytin alınırken bugün bu hayal olmuştur. Destekleme ile beraber 2009 yılı için en az 1,20 TL olması gereken yaş çay Kg fiyatı 90,5 Kuruş olarak açıklanmış, 2008 yılı desteklemelerinden kesinti yapılarak çay müstahsillerinin cebinden paraları çalınmıştır. Çay üreticilerinin düşürüldüğü durumu aslında Rizeli Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan’ın şu açıklamaları ortaya koymaktadır;

2002 Yılında Rize’de yaptığı bir konuşmada Başbakan yaş çay fiyatının asgari 75 Kuruş olması gerektiğini söylemiş, ama hükümeti yaş çaya bu fiyatı ancak bu açıklamadan yedi yıl sonra vermiştir.

1984 yılında herhangi bir düzenleme ve standardizasyon getirilmeden başıbozuk şekilde özel sektöre açılan kuru çay üretiminde kurulan 300’ü aşkın fabrikanın yarıdan fazlası kapanmış, ödenmeyen yaş çay bedelleri ya da düşük fiyat politikası ile müstahsil mağdur edilmiş, sektör yara almıştır. Özel sektörün bu başarısızlığı içerisinde ÇAYKUR üreticinin teminatı olmuş ve çay sektöründe güveni sağlayarak çok önemli bir sosyal görevi üstlenmiş bulunmaktadır.

Yılda yaklaşık 600.000 Ton yaş çay alımı ve ortalama 120.000 Ton civarında kuru çay üretimi ile Çay üreticisinin tamamına, 15.000 çalışanına, yörede ki 5.000 nakliyeciye, esnaf ve sanatkâra yılda doğrudan yaklaşık bir milyar liralık kaynak sağlayan kurumun ortadan kaldırılması, bölgeyi önemli bir ekonomik ve sosyal risk altına sokacaktır. Dünyanın her yerinde, bir bölge ekonomisini ayakta tutan, önemli sosyal görevler üstlenen stratejik kurumları etkileyecek karar ve politikalar oluşturulurken çok dikkatli hareket edilir. Bu sebeple ÇAYKUR ile ilgili bölgede atılacak her adım hayati derecede önem taşımaktadır. Rehabilite edilmiş, ekonomiksel açıdan sağlıklı yapıya kavuşturulmuş, Kamu İktisadi Kurumuna çevrilmiş bir ÇAYKUR Doğu Karadeniz için elzem ve vazgeçilmezdir. Kaybı halinde ülke çaycılığı çökecek, Türk Çay Pazarı uluslararası şirketlerin ve ithal çayın eline geçecek, yılda bir milyar Dolardan fazla bir tutar dışarı akacaktır.

Bu bağlamda ülkemizin bu vazgeçilmez değerinin muhafazası gerekmekte ve bir milyonu aşkın Türk İnsanının geçim kaynağının kurtuluşu için Milliyetçi Hareket Partisince şu çözüm önerileri getirilmektedir;

1) Her şeyden önce başta emtia borsası ve üst kurul aldatmacaları ile ÇAYKUR’un önce pazarlamasını sonra da kendisini ortadan kaldırmayı amaçlayan, Türk Pazarını ithal çaya açacak, Rize İnsanını Sri Lanka, Vietnam benzeri bir yarı köle düzenine yada topraklarını terke mahkum edecek Kanun Tasarıları geri çekilmelidir. Yerine Türk Çayını teminat altına alacak Kanuni düzenleme çalışmalarına biran evvel başlanmalıdır.

2) ÇAYKUR’a ivedilikle TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü) eşdeğeri bir statü kazandırılarak AKP Hükümetince dahil edildiği özelleştirme planları kapsamından çıkarılmalı, rehabilitasyonu ve ekonomiksel işlevi için gerekli tedbirler alınmalıdır.

3) Yörenin zenginliklerinin yöre insanı ve yöre çaycılığı için kullanılması amacı ile doğayı tahrip etmeyecek bir programın geliştirilmesinden, başıbozuk ortamda ulufe gibi dağıtılan lisansların disipline edilerek sınırlanmasından sonra gerekli enerji ihtiyacını sağlayacak kurulu güce sahip Hidro Elektrik Santralleri ÇAYKUR’un hizmetine verilmeli, ayrıca kuru çay imalatının ısıtma gereksiniminin bu HES kaynaklı elektrik enerjisi imkânından sağlanmasının yolları araştırılmalıdır. Ayrıca efektif bir alternatif olarak ucuz doğalgaz ile ekonomik ve çevre dostu buhar enerjisi elde edilmesi olanakları gözden geçirilmelidir. Böylelikle ÇAYKUR’un giderlerinde önemli bir tasarruf sağlanacak, sistem hazine desteği gerektiren görev zararı bakımından rahatlatılabilecektir.

Görev Zararı – HES Kuruluş Maliyeti arasında yapılacak karşılaştırmalı bir gider analizinin çözüme ışık tutacağı düşünülmektedir. Bu arada başta fuel-oil ve kömür olmak üzere sektörde şu an kullanılan yakıt türleri çevreye zarar vermekte, eşsiz doğa güzelliklerini tahrip etmekte, zararlı atıklar ve hava kirlenmesi kimyasal madde katkısı içermemesi sebebi ile tercih edilen Türk Çayını olumsuz etkilemektedir.

4) Çay Sektörüne bilimsel çalışmalar ve ARGE faaliyetleri ile destek verecek, çayın üretiminde gerekli her türlü analiz, kalite ve standardizasyon düzenlemelerini sağlayacak, ihtiyaç duyulan akademik personel ve uzmanların yetiştirileceği bağımsız bir ihtisas enstitüsü Rize Üniversitesi bünyesinde gerekli altyapı, bütçe imkanları ve donanım ile kurulmalı, devletin resmi raporlarında bile yetersiz olarak nitelenen ÇAYKUR Araştırma Enstitüsü ile Tarım Daire Başkanlığı üniversitenin bu birimine devir edilmelidir. Ayrıca MHP tarafından yapılmakta olan stratejik tarımsal ürünlerimizi teminat altına alacak ve bunları AB, Dünya Ticaret Örgütü veya benzeri kaynaklı uluslararası müdahaleler karşısında teminat altına alacak “Milli Ürün” çalışmasına destek verilmelidir.

5) Özel sektöre disiplin ve etkin denetim getirecek yönetmelik çalışmalarına başlanmalı ve müstahsili koruyucu tedbirler alınmalıdır.

6) ÇAYKUR bünyesinde bulunan üretici kayıt sistemi için modern çözümler geliştirilmeli, çaylık alanların yeniden sağlıklı tespiti ve üretici veri tabanı için bilimsel çalışmalar yapılmalıdır.


7) Türk çaycılığını geliştirecek gerçekçi taban fiyat ve destekleme prim uygulamasına geçilmeli, Üniversite İhtisas Enstitüsünün de desteği ile kaliteyi artırıcı tedbirler alınarak yüksek kaliteye yüksek fiyat getiren kademeli destekleme primi uygulamasına geçilmeli, 2010 yılı için destekleme primi ile birlikte yaş çay taban kilogram fiyatı asgari 1,25 TL olarak açıklanmalıdır.

8) Ömrünü hemen hemen doldurmuş yaşlı çaylık alanlarının bizzat Devlet Planlama Teşkilatınca hazırlanmış çelik klonlama yöntemini ile yenilenmesine başlanmasını öngören projeler bilimsel araştırma destekli olarak ivedilikle uygulanmaya konulmalı, üreticilerin de iştiraki sağlanacak bir finansman modeli geliştirilmeli, gerekli kaynak tahsisatı yapılmalıdır.
9) Kaçak çayla etkin mücadele edilmeli ve caydırıcı cezalar getirilmelidir.

10) Çay dâhilde işleme rejimi kapsamından çıkarılmalı, serbest bölgelerde çay ile ilgili caydırıcı ve önleyici düzenlemeler getirilmelidir.


11) 2006 Yılında AKP Hükümetince başlatılan yakalanan kaçak çayların açık artırma ile satılmasından ivedilikle vazgeçilmeli bunun yerine bunların örneğin Askeri Birlikler veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna hibe edilmesi uygulaması getirilmelidir.


12) Dünya Ticaret Örgütüne AKP Hükümetince verilen çayın gümrük vergisinin %145’den kademeli olarak indirilmesi taahhüdünden vazgeçilmeli, Türk Çayına Hindistan Örneğinde olduğu gibi sürekli ve ithalatı caydırıcı bir koruma getirilmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi TBMM Gurubu Ülkemizin bu değerinin muhafazasına ve Türk Çiftçisinin sorunun çözümüne yönelik olarak Meclis Başkanlığına Kanun Teklifi ve Meclis Araştırma önergesi sunmaktadır.Göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ediyor hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

2 yorum:

  1. Xavi Gerad Jude Am. Aiicco Sigorta plc Temsilcisi. Biz 3% anaSayfa Ödeme oraninda Kredi sunuyoruz.Bu (CEO) e-posta adresine bizimle irtibata ilgilenen
    varsa: xavigeradloanfirm@yahoo.com
    Eklendi sadece Aiicco Sigorta plc Izin Alir 20 yas üzeri yazidan.
    Bireysel Krediler Yatirim.
    Isletme Kredileri Yatirim.
    Konsolidasyon Kredi.
    Insaat Krediler.
    Bir'in Daha yaygin Ödeme yasindaki Your Language.
    Plani Çirak AYLIK ve yillik Ödemeler arasinda yorumsuz yapin.
    Esnek Kredi kosullari.
    Yil 5000 8000.000.00 Euro Kadar Kredi yok.
    FIRMAMIZ Güvenilir, Verimli, hizli ve yürüt BIR islemdir. Bize bugün.SR GERAD JUDE Yatirim plc: Yanitlar Isim gönderilmesi gerekmektedir, E- posta: xavigeradloanfirm@yahoo.com

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, adım Lori Dante, güvenilir kredi şirketi oldukları için kredi başvurunuz için Bay Dierk Conrad'la iletişime geçmek için mali yardıma (kredilendirme) ihtiyacınız olan herkesi tavsiye etmek için buradayım.

    * 3% faizli kredi oranı sunuyorlar.
    * Nakitsiz girişimci için sigorta.
    * Para için garanti.

    Intel Finance Firması, iyi kredi puanı ile, bireysel veya şirket veya kooperatif derneklerine, endüstriyel ve kişisel çıkarlar için teminatlı krediler ve teminatsız krediler sunar. Ailem için yeni bir ev almak için $130,000 doların üzerinde krediye ihtiyacım vardı, Bay Dierk Conrad'ın borç için çalıştığı şirketle temasa geçtim ve stres içermeyen bir kredi olduğu için kredimi başarılı bir şekilde alıyorum.

    Bay Dierk Conrad ile kredi için lütfen iletişime geçin! E-posta: intelfinancefirm@gmail.com

    Teşekkürler
    Lori Dante.

    YanıtlaSil